Sosyal Demokrasi ve Yerel Yönetim Anlayışı’ panelinde açıklamalarda bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer ülke gündemine dair “Tüm bu olumsuzlukların panzehiri sosyal demokrasidir” dedi. Ana görevin muhalefet partisinde olduğunu kaydeden Soyer “Küçük hesaplarla mücadele sürdürülemez” ifadelerini kullandı.Önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Yerel Yönetimler Toplum Bilimleri Araştırma Geliştirme Derneğİ tarafından düzenlenen ‘Sosyal Demokrasi ve Yerel Yönetim Anlayışı’ panelinde açıklamalarda bulundu.
Korku ikliminin var olduğunu belirten Soyer “Muhalif düşünen herkes susturulur, hapse atılır ve iktidar değneksiz gezmeye başlar. Hoşgörü iklimi yerini korku iklimine bırakır. Thomas Hobbes otoriter iktidarları tanımlarken çok ilginç bir şey söylüyor. Diyor ki “Korku iki yanlıdır. Bir tarafta iktidarın gazabına uğramakta korkanlar vardır, diğer tarafta iktidarını kaybetmekten korkanlar. Bu iki korku birbirine besler büyütür. Toplum topyekun bir korku ikliminin içine girer. Bu da tüm erdemlerin, değerlerin çürümesine yol açar. Hobbes’un söylediği korku ikliminin bugün birebir yaşadığımızı söylemek için kaşif olmaya gerek yok.” dedi.
‘BİR ENERJİ BİRİKİYOR’
Panzehirin sosyal demokrasi olduğunu kaydeden Soyer “Tüm bu olumsuzlukların panzehiri sosyal demokrasidir. Peki nereden başlayacağız? Sosyal demokrasi mücadelesi 3 temel şey üzerine oturur. 1, vicdanı, memleket sevdasını diri tutarak gerçeğin, doğrunun peşinden gitmektir. 2, insanlar arasındaki farklılıkları zenginlik olarak görüp, benzerlikleri güçlendirmek ve dayanışmayı çoğaltmak. 3, haksızlığa ve adaletsizliğe seyirci kalmamak ve mücadele etmektir. Kısacası gerçekçi olup imkansızı istemektir. Az önce Thomas Hobbes’in korku ikliminden kaynaklı toplumların çürümesi teorisinden bahsetmiştim. Peki bu toplumlara ne oldu? Her zaman bir ışık doğdu ve insanlar bu çürümeye rıza göstermedi. Teorinin bir kısmı doğdu. Adamın biri surlardan bir kadının kafasını kesip atıyor, 2 yaşındaki çocuklara tecavüz ediliyor, bebeklerin ölümünden medet uman doktorları okuyor. Çürüme toplumun bütün kılcal damarlarına kadar işlemiş durumda. Bu ilelebet devam mı edecek? Hayır. Umudumuzu diri tutmak tutmayız. Mücadele azmimizi korumak zorundayız. İnsanlar da doğadaki enerjilerini biriktirirler. Bu toplum da baskıyla bir enerji biriktiriyor. Bu enerjinin ortaya çıkması için ne yapmalıyız?” ifadelerini kullandı.Bu işin en büyük sorumlusu ana muhalefet partisidir. Egoizmi bir tarafa bırakacak, cesaretini toplayacak, mücadeleyi yürütecek. Ana muhalefet partisi bu işin lideri olmak zorunda. Toplumdaki bütün baskılara, yoksulluğa karşı kimin arkasında kenetleneceğiz? Kimin önderliğinde bu mücadeleyi yürüteceğiz? Ana muhalefet partisi. Ana muhalefet partisi de üzerine düşmek zorunda. İnsanlara yol gösterme de, rehberlik etme de birinci asli görev ana muhalefet partisinindir. Ondan sonra biz üzerimize düşeni yapacağız. Biz dayanışmayı, el ele vermek mecburiyetindeyiz. Küçük hesaplarla mücadele sürdürülemez. Bu kadar topa, tüfeğe, silaha? İktidar için büyük hareket alanı açıldı. Muhalefet ses çıkarmıyor. Ses çıkaran unsurları susturuyor. Belediye başkanları, milletvekilleri, gazeteciler içeride? Bütün bunlar olup bitiyor ve sonuçta hiçbir yerden ‘ne oluyor bu ülkede diye soran yok’. İktidar bu ülkede değneksiz geziyor. Umudumuzu korumalıyız. Bu karanlık tablo değişebilir yeter ki ana muhalefet partisi siyasi rehberlikten vazgeçmesin. Anahtar oradadır. Kimseden bir kurtarıcı beklemeyeceğiz. Asla enseyi karartmayın. Bu ülke neler gördü? Yalınayak ölüme koşan ataların, evlatlarıyız, torunlarıyız. Oradan bir ülke inşa etmişiz, bir cumhuriyet kurmuşuz. Başaracağız. Kanuni’ye kalmamış, bunlara da kalmaz.
VİDEO GALERİ
10 Nisan 2025GÜNDEM
10 Nisan 2025UNCATEGORİZED
10 Nisan 2025UNCATEGORİZED
10 Nisan 2025GENEL
10 Nisan 2025YEREL POLİTİKA
10 Nisan 2025GÜNDEM
10 Nisan 2025